28 Temmuz 2009 Salı

‘Manşetimiz yalandır’ manşeti

Adlî Tıp Başkanı ‘Savcı olay yerine gitmedi’ dedi. Hürriyet ‘yanlış’ olduğunu bile bile manşet yaptı. Haluk İnce’nin, “Savcı, Karabulut cinayeti mahalline gitmedi” sözü aksi yöndeki tutanağa da yer veren Hürriyet’e manşet oldu. Hürriyet’in kendi kendini yalanlayan manşetindeki fotoğrafta savcının görüntüsünün kapandığını Akşam ortaya çıkardı

Verdiği tartışmalı raporlar üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından denetlenmesi istenen İstanbul Adlî Tıp Kurumu’nun Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce, iki gün önce Hürriyet gazetesine verdiği röportajda Münevver Karabulut cinayetinde, savcının olay yerine gitmediğini ve polisin ilk incelemesini kurallara uymadan yaptığını öne sürdü. Ancak gazete, manşetine, 4 mart tarihli “Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene” tutanağında savcının olay yerinde inceleme yaptığının yazılı olduğunu da ekledi; dolayısıyla kendi manşetiyle çelişmiş oldu.

İnce’nin Hürriyet’teki iddiaları, dün Akşam gazetesinin ilk sayfadan gördüğü “Savcının resmi kapanmış” başlıklı haberle de yalanlandı. Gazetede çıkan haber ve fotoğrafa göre, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz, cinayetin işlendiği 3 mart günü saat 20:00 sıralarında Etiler’deki çöp konteynırı başında ilk incelemeyi bizzat yapmıştı.

“Savcı fotoğrafla kapatıldı”
Akşam’ın haberine göre, Hürriyet gazetesi söz konusu fotoğrafta Savcı Yılmaz’ın göründüğü bölümü Münevver’in fotoğrafıyla kapatmıştı. Yine fotoğrafa göre, Adlî Tıp Kurumu Başkanı İnce’nin iddiasının aksine olay yeri inceleme ekiplerinin özel tulumlarını giyip eldiven taktığı görülüyor.
Adlî Tıp Kurumu Başkanı İnce’nin iddiasını yalanlayan bir isim de Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut oldu. Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla denetlenen kurumun ortaya birtakım yalanlar attığını, böylelikle uydurma senaryolarla imajını kurtarmaya çalıştığını iddia eden baba Karabulut, “Olay gecesi çöp konteynırının yanına gittiğimde Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz oradaydı” dedi.
Taraf’a konuşan Süreyya Karabulut, yaptıkları hataların Adlî Tıp Kurumu’nun güvenirliğini sarstığını, şeffaflığını kaybetmesine yol açtığını öne sürdü. Karabulut, tepkisini, “Devlet kurumları kızımın katilini bulamazsa, bu olayın altında ezilecek“ sözüyle dile getirdi.

Sahte kimliği biliyordum
Kırmızı bültenle aranan Münevver’in katil zanlısı Cem Garipoğlu’nun nerede olduğu tartışmaları sürerken, Garipoğlu’nun adına düzenlenmiş sahte kimliğin ortaya çıkması Karabulut Ailesi’ni pek de şoke etmedi. Garipoğlu’nun adına düzenlenmiş kimliğin yanında, bir de sahte pasaporta sahip olduğunu iddia eden baba Karabulut, “Cinayetten sonra Cem adına kimlik ve pasaport düzenlendi. Bunun yanında Cem’in yanında 700 bin dolar nakit para vardı. Ben bunu polislere bildirdim fakat tutanaklara girmedi” dedi.

Adlı Tıp Kurumu Başkanı nasıl atanıyor
Adlî Tıp Kurumu (ATK) Başkanının atanmasında neredeyse tek başına Adalet Bakanı etkili. Çünkü ATK Başkanı ‘Adalet Bakanı’nın inhasıyla müşterek kararname’ ile atanıyor. Yani, kimin ATK Başkanı olacağına Bakan karar veriyor, ancak atamanın resmen gerçekleşebilmesi için, atamayı Başbakan ile Cumhurbaşkanı’nın da imzalaması gerekiyor. Atama kararı Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nın imzasıyla (müşterek kararname) Resmî Gazete’de yayımlanıyor. ATK Başkanlarını görevden alma yetkisi de atanma esasındaki gibi Adalet Bakanı’nın yetkisinde. Ancak Bakanın bu işleminin de üçlü kararnameyle yapılması gerekiyor. ATK’nin ihtisas daire başkanları, şube müdürleri, grup başkanları, adli tıp uzmanları, raportörler, mühendisler, psikologlar, biyologlar, kimyagerler ve bunun gibi uzmanlar ise ATK Başkanının teklifi üzerine doğrudan Adalet Bakanı’nca atanıyor. ATK Başkanı dışındaki görevlere ilgili fakülte öğretim üyeleri arasından görevlendirme de yapılabiliyor. ATK Kanunu’na göre, kurum başkanları Adlî Tıp alanında uzman elemanlar veya, üniversitelerin ilgili fakülte öğretim üyeleri ve yardımcıları arasından atanıyor. ATK’daki diğer personel ise ATK Başkanınca atanıyor. Kanunda, ATK Başkanı olabilmek için profesör veya doçent olma koşulu yok. Nitekim, daha önce ismi çok tartışılan Dr. Keramettin Kurt da bu unvanıyla ATK Başkanlığı yapmıştı. Görev süreleri dört yıl olan ATK Başkanları bu süreleri dolduğunda görevlerine aynı usule göre tekrar atanabiliyor veya görevlendirilebiliyor.

Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce kimdir?
Geçen nisan ayında Uzman Doktor Keramettin Kurt’tan boşalan Adlî Tıp Kurumu Başkanlığı’na resmen oturan İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cengiz Haluk İnce, 2001 yılından beri kurumda bilirkişi olarak görev yapıyordu. Türk Tabipler Birliği, İstanbul Tabip Odası, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Meslek Hastalıkları ve İş Kazaları Araştırma Önleme (MESKA) Vakfı üyesi olan 1966 doğumlu Doç. Dr. Haluk İnce’nin meslek ve iş kazaları, çocuk suçluları ve çocuk mahkemeleri, hekimlerin cezai ve hukuki sorumluluğu alanlarında yaptığı birçok bilimsel çalışmaları bulunuyor.