19 Eylül 2009 Cumartesi

60 kişiyi öldürüp serbest kaldılar

İzmir'in Seferihisar İlçesi açıklarında 2 yıl önce 60 kaçağın ölümüyle sonuçlanan faciada tutuklu kalmadı.

18 Eylül 2009 Cuma





İZMİR- Haklarında 32'yer yıl hapis cezası istenen, aralarında bu işi organize eden bakkal M.A.'nın da bulunduğu 20 sanığın yargılandığı dünkü duruşmada, 7 kişi daha tahliye olunca tutuklu sanık kalmadı. 4 sanık ise daha önceki duruşmalarda tahliye olmuştu.

Hürriyet'in haberine göre, iki yıl önce, yasadışı yollardan Seferihisar'ın Sığacık sahilinden Yunan adalarına geçmek için açılan Filistin, Etiyopya, Mısır ve Suriye uyruklu kaçakların bulunduğu 15 metrelik tekne, dalgalara yenik düşerek alabora oldu. Toplam sayıları 85 olduğu sanılan kaçaklardan 6'sı kurtarılırken, 1'i Türk 50'sin kimliği bellirlenen 60 kişinin cesedine ulaşıldı. Cesedi bulunanlardan birinin sol kolundaki ‘Canım Anam Nur’ yazılı dövmeden, 17 ayrı suçtan sabıkalı Hüseyin Güzelcan (34) olduğu saptandı. Hüseyin Güzelcan'ın tekneyi kullanan kişi olduğu anlaşıldı.

11 KİŞİ TUTUKLANDI

Güzelcan'ın telefon görüşmelerinin deşifre edilmesiyle derinleştirilen soruşturmanın ardından ‘Söğüt’ adı verilen operasyon için düğmeye basıldı. Çok sayıda ekibin katıldığı, Basmane ve Kadifekale semtlerinde önceden belirlenen adreslere yapılan eş zamanlı baskınlarda, 20 kişi yakalandı. Organizatörlüğün liderliğini yapan, Basmane Semtinde gıda firması sahibi M.A. (42), yardımcıları M.G. (40), A.M.B. (27), firmasının ortakları H.A. (37), M.O. (26), otel görevlisi M.D. (28) ile Filistin uyruklu A.M.H.A (38), kaçakların nakli sırasında şoförlük yapan C.Y. (41), S.K. (41), R.B. (30) ve A.Ş.'de (36) tutuklanırken, 9 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

ŞİFRELİ KONUŞMALAR

Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı, 11'i tutuklu 20 sanık hakkında ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgütlü olarak göçmen kaçakçılığı yapma, taksirle öldürme’ suçlarından 32'şer yıl hapis cezası istemiyle dava açtı. Savcı, hazırladığı iddianamede sanıkların birbirleriyle yaptıkları telefon görüşmelerine de yer verdi. Telefon görüşmelerinde facia sonrası M.G. ve A.M.B.'nin kaçakların neredeyse tamamının öldüğünü konuştukları yer aldı. İddianamede, kaçakların yurt dışına çıkması karşılığında değişik miktarlarda paranın Suriyeli Reşit adlı kişi aracılığıyla Yemeni kod adlı M.A.'ya, Yunanistan'a ulaştıktan sonra organizatörlere paylaştırılmak üzere teslim edildiği, M.A'ın İzmir Bölgesi'nde meydan gelen göçmen kaçakçılığı olaylarının çoğunluğunda organizatörlerin kasası olarak görev yaptığı kaydedildi. Suriyeli Reşit, olarak belirtilen kişinin M.A'nın yanında çalışan işçi H.A. olduğu ve bu kişinin göçmenleri otelde topladığı belirtildi. Ayrıca, faciadan sağ olarak kurtulanların, yakalanan zanlıları teşhis ettiklerine yer verildi.

TIKA BASA DOLDURDULAR

Olaydan sağ olarak kurtulan Filistin uyruklu Halid Muhammed Nuriddin de emniyetteki ifadesinde olayı “Tarihten üç ay kadar önce Filistin'den yük gemisi ile önce Libya'ya gittim. Burada iki ay çalıştım. Tanıştığım bir kişi 1000 dolar karşılığında İtalya'ya gitmek için anlaştık. Gemi ile İtalya'ya gitmek için yola çıktım. Beni İtalya yerine İzmir'e indirdiler. Basmane semtinde bir otelde diğer göçmenlerle birlikte kaldım. Olay, günü bizi kapalı kasa bir kamyona tıka basa doldurdular. İki saatlik bir yolculuktan sonra indik. Kayalık bir tepeyi aştıktan sonra, kıyıda bekledik. 15 -20 metre boyunda üzerinde Türk bayrağı olan kırık dökük bir tekne geldi. Türk olan kaptan tekneyi bir saate yakın karaya paralel yol aldıktan sonra denize açıldık. Bu sırada büyük dalgalar geldi. Tekne yan yattı. Ben şambrele tutundum, tekne sabaha karşı battı. Denizde gün boyu akıntıya karşı yüzüp karaya çıktım. Bitkin bir halde beni buldular. Sanıklardan şikayetçiyim” sözleriyle anlattı.

7 TAHLİYE

Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan yargılamada elebaşı olduğu iddia edilen M.A. ile H.A., çelişkili ifade verirken, diğer sanıklar ise suçlamaları kabul etti. Kurtulan kaçaklardan 3'ü elebaşı olan M.A'yı teşhis etti. Mülteciler, olay günü Basmane'de bulunan bir otelde toplandıklarını, minibüs, otomobil ve tenteli kamyona bindirip sahile götürdüklerini, burada gece saat 00.30 sıralarında tekneye bindirilip, dümen de bir Türk'e verilerek denize açıldıklarını söyledi. Mülteciler, ifadelerinde “1.5 saat sonra tekneyi kullanan Türk denize atladı. Dümene içimizden acemi biri geçti. Bir saat kadar bu şekilde azgın sularda gittik. Dalgalar git gide arttı. Tekne alabora oldu. Herkes denize döküldü” dedi.

Yapılan yargılama sırasında uzun süredir tutuklu bulunan 7 sanık da tahliye edildi. Diğer 4 tutuklmu sanık da daha önceki duruşmalarda tahliye edildiğinden davada hiç tutuklu sanık kalmadı. Mahkeme heyeti, sanıkların eylemiyle ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yazılan yazının beklenmesi için duruşmayı erteledi. Mağdurların avukatları, duruşma sonrası “Ölenler öldüğüyle kaldı” diye tepki gösterdi.