24 Temmuz 2009 Cuma

GÖZLER DOĞAN DA

Doğan Grubu, Sabah'ın 'kağıt yolsuzluğu'heberlerine iki mahkemenin "takipsizlik" kararıyla cevap verdi. Sabah ise dün belgesini ortaya koydu

Doğan Grubu'nun, Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) suç duyurusuna Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kadıköy 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'takipsizlik' kararı verdiğini haberleştiren Sabah gazetesi, dosyanın 23 Haziran 2009'da İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildiğini yazdı. Gazete haberinde, Doğan Grubu yöneticileri hakkında SPK Kanunu'na muhalefetten soruşturma başlatıldığına da yer verdi.
Sabah'ın iddialarına kendi yayın organlarında yanıt veren Doğan Grubu, iddiaları reddetti. Doğan Grubu avukatlarından Erem Yücel'e sorduk. Yücel'in verdiği bilgiye göre, SPK'nın gruplarına ilişkin yeni bir suç duyurusu, yürütülen herhangi bir soruşturma yok. Doğan Grubu’na ilişkin dosyanın İstanbul Cumhuriyet Savcısı'nın masasında beklediğini söyleyen Avukat Yücel, Sabah grubunun 21 temmuz tarihinde yazdığı haberlerin kaynağının 14 Ekim 2008 raporunda yer alan rakamlar ve iddiaları içerdiğini söyledi, SPK'nın ek raporuna dayanarak yazılmadığını belirtti. Yücel, "Cumhuriyet Savcılığı ilk raporu yeterli görmeyince SPK'dan ek rapor istedi. SPK da bu raporu da 1011-13/18 dosya numaralı, 6 Nisan 2009 tarihiyle gönderdi" dedi. Yücel, ek raporda yer alan bilgileri incelediğini belirterek, dosyada gelinen aşamaya ilişkin süreci Taraf'a şöyle aktardı: "Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı, güveni kötüye kullanma suçunun oluşmadığına karar verdi. Şüphelilere yönelik eylemi ise SPK Kanunu'nda düzenlenmiş örtülü kazanç aktarı yönünden değerlendirilmesine gerektiğini ifade etti. Bu konunun SPK Kanunu'na göre aykırılık olabileceği gerekçesiyle Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı 29 Mayıs 2009'da dosyayı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi."

Dosya ping pong topu oldu
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı da 1 Haziran 2009 tarihli 2009/8595 sayılı kararında SPK Kanunu'nun 47. maddesi gereğince savcılığın soruşturma yapamayacağını belirtti. SPK'nın başvurması halinde soruşturabileceğine karar verdi ve dosya tekrar Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'na gitti. Üsküdar ise, 8 Haziran 2009 tarihinde yetkili olmadığını yineleyerek 'yetkisizlik’ kararı verdiği dosyayı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi. SPK ise bu süreçte, Üsküdar Savcılığı'nın verdiği 'yetkisizlik' kararına itiraz etti. 26 Haziran 2009 tarihinde Kadıköy 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitti. Mahkeme ise Üsküdar Savcılığı'nın 'yetkisizlik kararını' yerinde gördü ve onayladı. Böylelikle 'güveni kötüye kullanma' iddiaları kapandı."
İstanbul Cumhuriyet Savcısı'nın 'soruşturmaya devam ederim' demediğini aktaran Avukat Erem Yücel, "SPK Kanunu'na göre soruşturma yapamayacağını belirten Savcılık, SPK'ya yazı yazdı 'gel şikâyet et yoksa kayıtlarımı kapatacak' diyor. Dosya bekliyor" dedi.
Dosyanın Üsküdar ile İstanbul arasında ping pong topu gibi gidip geldiği söyleyen Yücel, iki savcı arasında 'ben değil, sen yetkilisin' diye görüş ayrılığı olduğunu dile getirdi. Yücel, İstanbul Savcılığı'nın 1 Haziran 2009'da verdiği kararda 'Bana müracaat edilmediği sürece benim soruşturmam hukuken mümkün değildir' diyor. İddia edildiği gibi herhangi bir soruşturma yok. SPK'nın yeni suç duyurusu da yok. Dosya orada duruyor, SPK'nın şikâyet dilekçesini bekliyor. SPK'nın suç duyurusunda bulunduğuna dair bize gelen herhangi bir bilgi de bulunmuyor' dedi.

Doğan emsallerinden düşük satıyor
Yücel, SPK Kanunu'nun 15'inci maddesinde de "Emsallerine göre bariz farklı fiyat uygulayan halka açık şirketin azaltılması suçtur' dendiğini belirterek, "Böyle bir suçun oluşması için Doğan grubunun kâğıt bedelleriyle diğer şirketlerin kâğıt bedelleri arasında fark olması gerekir. Doğan Grubu’nun yüksek olduğuna ilişkin SPK yedi yıl araştırdı, herhangi bir bilgiye ulaşmadı. Doğan Grubu’nun daha düşük sattığına dair elimizde belgeler var. Doğan Grubu’nun kâğıt fiyatları emsallerinden yüksek olmadığı için SPK, suç duyurusu yapamaz. Elinde belge yok. Böyle bir suç duyurusu olmadığı sürece hiçbir savcı soruşturma açamaz" diye konuştu.
SPK raporlarında, Doğan Grubu’nun kurduğu tabela şirketler üzerinden kâğıt ithalatı yaptığı ve haksız kazanç sağladığı iddia edilmişti.