7 Şubat 2009 Cumartesi

Tunceli'de suzuz mezraya çamaşır makinesi

TUNCELİ - Tunceli Valiliği geçen hafta seçim öncesi dağıtacağı beyaz eşyaları 6 TIR’la getirerek bir spor salonuna depolamıştı. Tunceli'de su şebekesi olmayan mezralara çamaşır makinası dağıtıldığı ortaya çıktı.

-ESNAF MAĞDUR EDİLDİ-

Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Yusuf Cengiz, Tunceli Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) tarafından hazırlanan, "Her Eve Beyaz Eşya" projesi kapsamında Nazimiye ilçesinde dağıtılan beyaz eşyanın, Tunceli’deki bir firma ile merkezi Elazığ’da bulunan başka bir firmadan satın alındığını, ilçedeki diğer esnafın mağdur edildiğini öne sürdü.
Cengiz, Tunceli TSO’da düzenlediği basın toplantısında, Tunceli Valiliğince dün yapılan yazılı açıklamada, kendisi hakkında, "Tunceli Ticaret Odası Başkanı olarak görev yapan ve aynı zamanda da beyaz eşya tedarikçisi olarak, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına, diğer firmalarla tamamen eşit miktarda ve eşit ekonomik değerde ürün temin eden Yusuf Cengiz, başında bulunduğu sivil toplum kuruluşunu, şahsi menfaatlerine alet ederek, iyi niyetli ve kamu yararına olan bu sosyal projeyi maniple etmeye çalışmaktadır" denildiğini belirtti.
Açıklamaya tepki gösteren Yusuf Cengiz, TSO başkanlığına üyelerin yüzde 70’inin oyunu alarak seçildiğini belirterek, "Üyelerimizin hakkını savunmak ve hakkaniyetli dağıtım yapılmasını dile getirmekle projenin hangi kısmını maniple ettiğimi merak ediyorum. Tunceli TSO başkanı olarak alınan hiçbir yanlış karara biat etmeyeceğim. Üyelerimizin menfaatlerini daima gözeteceğim" diye konuştu. Kampanya kapsamında Tunceli’de dağıtımı yapılan beyaz eşyaların merkezi Elazığ’da bulunan bir firma ile Tunceli merkezindeki başka bir firmadan alındığını ileri süren Cengiz, şunları söyledi: "Esnafımız yapılan alımlar sırasında mağdur edildiklerini belirterek bize başvurdu. Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak üyelerimize karşı olan sorumluluğum gereği açıklama yapmayı uygun gördüm. Tunceli’de dağıtılan ürünlerin alımının sadece iki firmadan yapılmasının sebebinin valimiz tarafından kamuoyuna açıklamasını diliyorum." (dha, aa)
Sadece MHP’liler Kyoto’yu reddetti!


Türkiye’nin Kyoto’ya katılımı yasasına ret oyu veren ya da çekimser kalan milletvekillerinin tümü MHP’li. Gerekçeler: ‘Karşı değilim AKP’ye tavır için ret dedim’. ‘Yükümlülükler endişelendiriyor’





ANKARA - Türkiye’nin uzun Kyoto Protokolü macerasında, önceki gece kalkan ellerle yeni bir döneme girildi. TBMM’nin önceki günkü oturumunda Türkiye’nin Kyoto’ya katılmasıyla ilgili yasa, üç redde karşı 243 oyla kabul edildi. 252 milletvekilinin katıldığı oylama da altı vekil de çekimser kaldı.
Tarihi oylamada ret ve çekimser oy veren vekillerin üçü de MHP’dendi. Radikal bu vekillere gerekçelerini sordu.

İsmet Büyükataman (Ret): Ret oyu kullanmam protokolün özüyle, muhtevasıyla alakalı değil. AKP, hemen her konuda bir dayatma anlayışı içinde, konuyu oldu bittiye getirerek, çok fazla tartışmaya imkân sağlamayarak, aceleci ve şık olmayan bir şekilde yasal faaliyetlere imza atıyor. Bunda da öyle oldu. Bu anlayışa bir tavır koyma adına ret oyu kullandım. Yoksa protokolü destekliyoruz. Benim ret vermem AKP’nin tavrına yönelik kişisel bir tavır koyma ihtiyacından.

Akif Akkuş (Ret): Kyoto Protokolü tam anlamıyla açıklığa kavuşmamıştır. Şu anda olmasa da ileri de Türkiye’ye de birtakım yükümlülükler getirecek. Bugün emisyon gazının büyük bölümünü havaya Amerika salıyor. Türkiye’nin saldığı emisyon gazı ise hayli düşük. Türkiye bunu yarıya indirse, sanayi olumsuz etkilenecek. Benim 2012’den sonra gelebilecek yükümlülüklerle ilgili endişelerim var. Bu yüzden ret oyu kullandım.

Ertuğrul Kumcuoğlu (Çekimser): Bu konu üzerinde uzun uzun konuşuldu. Kyoto Protokolü’nün dışında kalırsak şu şu sorunlar çıkar, taraf olursak gelişmiş ülkelere göre şu dezavantajlarımız olur diye. Olumsuz tarafları da var, olumlu tarafları da. Tarihe kayıt düşülmesinde yarar gördüğüm için çekimser kaldım.

‘Çünkü ABD imzalamadı’
Şenol Bal (Çekimser): ABD bu protokolü imzalamıyor, bizim de sanayide sıkıntılarımız var. Tam karar veremediğim ve ikna olamadığım için çekimser oy kullandım.

Alim Işık (Çekimser): Türkiye’nin maalesef şu anda altyapısı buna hazır değil. Enerji konusunda çok sıkıntılı bir döneme giriyoruz. Ama iktidar altı yıldır bu konuda önemli bir hazırlık çalışması yapmamıştır. Bu yüzden çekimser kaldım.
Oylamada İsmet Büyükataman (Bursa), Mustafa Enöz (Manisa), Akif Akkuş (Mersin) ret; Ertuğrul Kumcuoğlu, Recep Taner (Aydın), Beytullah Asil (Bursa), Şenol Bal (İzmir), Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu) ile Alim Işık (Kütahya) çekimser oy kullandı. (Radikal)
***
‘Katıldık ama hiçbir yükümlülüğümüz yok’
MHP’li retci ve çekimser milletvekilleri, Kyoto Protokolü’ne taraf olmasının Türkiye’ye kısa vadede yükümlülükler getirebileceği, uzun vadede sanayisini olumsuz etkileyeceğini savundu. Ama Çevre Orman Bakanlığı tam aksini savundu. Açıklamada özetle şöyle denildi:
1) Kyoto’ya katılmış olsak bile, prosedür gereği, Türkiye’nin şu anda sera gazı emisyonunu azatlması konusunda hiçbir yükümlülüğü yok.
2) Türkiye, Kyoto Protokolü’nü onayladığı için, 2012’den sonra küresel iklim rejimini oluşturacak çalışmalar ve müzakerelere aktif olarak katılıp en iyi konumda olmasını temin edebilecek. Ayrıca Türkiye, uyum fonu gibi mali kaynaklardan yararlanma imkânına da kavuşacak.
3) Eldeki bütün bilimsel raporlar, sera gazı emisyonlarının azaltılması için hiçbir şey yapmamanın, uzun vadede daha yüksek maliyeti olacağını ifade ediyor.
4) AB üyelik sürecinde müzakerelerde Kyoto Protokolü en önemli konulardan biri.
***
Randevu: Aralık 2009, Kopenhag
Sera gazlarının azaltılması konusunda, ‘tek’ küresel çaba olan Kyoto Protokolü’ne bugüne kadar 184 dünya ülkesi katıldı. Kyoto Protokolü, 2008-2012 yılları arasında yapılacakları belirliyordu. Ama dünyanın gözü artık Kyoto’da değil, 2012’den sonrasını belirleyecek yeni protokolde.
Kyoto’nun devamı nite-liğinde olacak yeni protokolün temeli, Aralık 2009’da Kopenhag’da belirlenecek. 2010’da imzaya açılacak. Türkiye, Kyoto’ya ‘son anda’ imza atarak, Kopenhag’daki bu son derece kritik görüşmelerde bulunma ve sesini daha iyi duyurma şansına kavuştu.
***
Bir başmüzakereci aranıyor
Çevre ve Orman Bakanlığı, ‘sözleşmeye taraf olurken tanınan özel şartların savunulabilmesi için teknokrat, hukukçu, diplomat, akademisyenlerden oluşan çok iyi bir müzakere ekibi kurulacağını’ açıkladı. Ayrıca konuyla ilgili bir de başmüzakereci atanacak.
TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili AKP’li Mustafa Öztürk, “Bu kişi (başmüzakereci), siyasetçi olmamalı, bürokrat olmalı. Bütün kurumları kontrol edecek, bütün kurumlarla diyalog kuracak, yabancı dile hâkim, müzakere yeteneği kuvvetli birisi olmalı” dedi.
***
Çevreci, büyük sanayici ve bürokratlar mutlu
Ekonomik krizden çıkış yolu bile olabilir (TÜSİAD): Kyoto’ya taraf olunması, 2012 sonrası müzakerelerinde Türkiye’nin elini kuvvetlendirecek. İçinde bulunduğumuz derin ekonomik krizi aşmanın bir yolu da sürdürülebilir yeni bir üretim modelinin benimsenmesidir.

İyi teknoloji (TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga): Türkiye kalkınma çabasından ödün vermeyecek. Aksine Kyoto, Türkiye için yeni ve gelişmiş teknolojilere çok daha kolay ve çabuk sahip olma imkânı sağlayacak.

Türkiye kaçırdığı treni yakaladı (REC Türkiye Direktörü Dr. Sibel Sezer Eralp): Türkiye 1990’lı yıllarda küresel iklim değişikliği rejiminin inşasına katılma süreçlerini kaçırmıştı. Böylece 2012 sonrası dönem için ortak oldu.

Mutluyuz (Greenpeace Akdeniz İklim Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı): Türkiye’nin Kyoto’ya dahil olması ve bu yıl Kopenhag’da şekillendirilecek yeni protokole katkıda bulunacak olmasından mutluluk duyuyoruz

Madem geldik bir evi yıkalım

Sulukule Platformu tarafından çocukların hayatlarını güzelleştirmek, yaşadıkları derin travmayı atlatmak ve öğrenmek ile barışmayı sağlamak için kurulan Çocuk Atölyesi, dün sabah saatlerinde Fatih Belediyesi ekipleri tarafından yıkılmaya çalışıldı.

Platform sözcülerininin belediye yetkilileri nezdinde yaptığı yoğun girişmeler sonucu atölye yıkılmaktan kurtulurken, ekipler Sarmaşık cadesinde daha önce sahibinin sattığı bir evi yıktı.

Sekiz ay boyunca 3-13 yaşlarındaki onlarca çocuk, atölyede müzik, dans ve ritim çalışması yapmıştı. Bu çalışmalar sonucunda da “Yaşasın Sulukule Çocuk Orkestrası” ortaya çıkmıştı.

Fatih Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projesi kapsamında yürütülen çalışmalar sonucu atölye için de yıkım kararı çıkmıştı.

Altı aylık kârları 1 milyon dolar

İsrail'in Gazze operasyonu sonrası Filistinliler hayatlarını yeniden kurmaya çalışıyor. Ancak bu gruba tüm Filistinliler dahil değil. Refah'ta yaşayan Muhammed ve ailesi özellikle İsrail ablukası ve sınırların kapalı olmasından mutlu. Onlar Gazze'yi Mısır'a bağlayan tünellerin büyüklerinden birinin sahibi


Financial Times muhabiri Anna Fifield, geçen yıla kadar sayıları 10’u bulan, son dönemde sayıları bir anda 150'ye çıkan tünellerle ilgili haberinde "Gelişmiş ve kârlı bir şebeke her iki tarafın da yetkililerinin gözü önünde işliyor" diyor. İsrail ablukasından büyük kâr sağlayan Muhammed ve ailesi "Sınırlar açılırsa üzüleceğiz" diyor. Muhammed, "En iyi dönem, geçen yılki altı aylık ateşkesti.
O dönemde 1 milyon dolar kar elde ettik ve sekiz ortağımızla paylaştık" diyor. Yedi yıl önce sigara kaçırmak için kazmaya başladıkları tünelleri şimdi 27 metre derinlikte ve 190 metre uzunluğunda. Tünelden peynir ve çocuk bezinden, bilgisayar, buzdolabı hatta otomobile dek her şeyi, tekerlekli plastik arabalar ve mekanik makara sistemiyle taşıyorlar. Kârı Mısır'daki ortaklarıyla yarı yarıya paylaştıklarını ve Mısırlı yetkililerin de kaçakçılıklarına göz yummaları için geçen hafta kendilerinden aylık 360 dolar istediklerini anlatan Muhammed "İstediğiniz malı kaçırabilirsiniz sadece sizi görmemize izin vermeyin" dediklerini söylüyor. Muhammed, Hamas'ın tünelleri silah kaçakçılığı için kullanıp kullanmadığı sorulunca örgütün çok derinde, içinde arabaların hareket edeceği büyüklükte kendi tünelleri olduğunu belirtiyor.

Tarife sabit: İnek 200 dolar
Muhammed ücret tarifelerinin sabit olduğunu söylüyor: "40 kiloluk mal geçişi 200 dolar, bir koyun 100 dolar, inek 200 dolar. İki müşteri ise tamamen parçalanan iki BMW’nin geçirilmesi için yedi biner dolar ödedi. Tüneller, işsiz gençler için de istihdam kaynağı. Kazılan her metre için onlara 100 dolar ödeniyor."
Tünellerin artması fiyatlara da yansımış. Bazı tünel sahipleri 40 kiloluk mallar için 100 ya da 150 dolar istiyor.