22 Haziran 2009 Pazartesi

Ateş eden serbest, slogan atan hapiste

Esenyurt'ta fabrika önünde bildiri dağıtan iki işçi güvenlik görevlisinin ateş açmasıyla yaralandı, saldırıyı protesto etmek isteyenlere polis müdahale etti. Sonuç: Dört protestocu tutuklanırken işçilere ateş açan güvenlik görevlisi serbest bırakıldı





İSMAİL SAYMAZ

Esenyurt’ta, işçi kurultayı için bir tekstil fabrikası önünde bildiri dağıtan iki işçiye fabrikadan çıkan güvenlik görevlisi ateş etti. Biri omzundan, diğeriyse bacağından yaralandı. Saldırıyı protesto için fabrika önünde eylem yapan Esenyurt İşçi Platformu’na (EİP) polis müdahale etti. Üçü kadın dört protestocu ‘kuvvetli suç şüphesinin varlığı’ nedeniyle ‘polise mukavemetten’ tutuklanırken, aynı mahkeme, “Havaya ateş ettiğim doğrudur. Ancak benden başka ateş edenler de oldu” diyen saldırganı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.

EİP’e üye Mehmet Ergül ve Tahsin Alıcı 28 Haziran’daki işçi kurultayının duyurusu için 8 Haziran’da tekstil fabrikalarının yoğun olduğu Haramidere’deki Sabra Tekstil Fabrikası önünde bildiri dağıtmaya koyuldular. Avukatlarının iddiasına göre, fabrikadan çıkan bir grup “Burada dağıttırmayız” diyerek ateş açtı. Ergül omuzundan, Alıcı bacağından vuruldu. İddiaya göre Alıcı, düştüğü yerde dövüldü ve bacağına yeniden ateş edildi.
İki işçi hastaneye kaldırılırken, fabrikanın Zeki Tekin adlı güvenlik görevlisi gözaltına alındı. Olayı öğrenen EİP’liler protesto için fabrikanın önünde toplanıp bildiri okudu.
Ardından polis dağılmaları uyarısında bulundu. Tutanağa göre ‘Sopa ve taşlarla saldırmaları üzerine havaya ateş açılmış, dağılmayınca müdahale edilmiş, ancak yine taş ve sopalarla saldırılmıştı’. Tutanağa göre mukavemet sonucu polis H.A. ve İ.A.’nın taşla başı yarıldı, D.A.’nın sol elmacık kemiği yaralandı.
Grup, saldırgan Zeki Tekin’in ardından Esenyurt Polis Merkezi’ne götürüldü. Üç polis; 24 yaşlarındaki S.T. ve M.C. ile 27 yaşındaki E.B.E. adlı kadın eylemcilerle 19 yaşındaki D.E. adlı erkek eylemciyi, kendilerine taş atıp yaraladıkları iddiasıyla teşhis etti. Dört eylemci ‘memura görevini yaptırmamak için direnme’, Zeki Tekin’se ‘silahla kasten yaralama’ suçundan tutuklanmaları istemiyle Büyükçekmece 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Mahkeme; polise direnmediklerini, taş atıp sopa kullanmadıklarını anlatan dört eylemciyi ‘kuvvetli suç süphesinin varlığı ve adli kontrol hükümlerinin yetersizliği’ kuşkusuyla tutukladı.
Ardından, işçilerin yaralanmasına neden olan Zeki Tekin, hâkim karşısına çıktı. “Havaya ateş ettiğim doğrudur. Ancak benden başka ateş edenler de olmuştur” diyen Tekin, ‘atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil, delillerin henüz tam toplanmamış oluşu, hangi silahla ateş edildiğine dair tespitin yapılmayışı’ nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldı

Vekiller bu hafta sıkı çalışıp tatile çıkıyor

TBMM, bu hafta kredi kartı ve kat mülkiyetine geçmeyenlere bin TL ceza verilmesi sorununu çözüp tatile girecek

İktidar ile muhalefet arasında varılan uzlaşmaya göre TBMM Genel Kurulu bu hafta yoğun bir gündemle çalışacak ve belirlenen düzenlemeleri yasalaştırabilmek için fazla mesai yapacak. TBMM Genel Kurulu’nun gündeminde kamuoyunda ‘torba yasa’ olarak bilinen ve nüfus cüzdanlarında parmak izi bulunmasından Varlık Barışı’nın 30 eylüle kadar uzatılmasına ve Bakanlar Kurulu’na üç ay daha uzatma yetkisi verilmesine kadar çok sayıda yasada değişiklik yapan tasarı da yer alıyor. Meclis’teki komisyonlar da gündemlerindeki konuları ele alacak.

İzmir’de ücretsiz rock festivali

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Ege’nin alternatif Rock Festivali ROCK-A, 26-28 haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek

Basın sözcüsü olarak Alsancak Kıbrıs Şehitliği Konak Kültür Merkezi önünde açıklama yapan İlknur Sarıoğlu, bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan festivalin, diğer rock festivallerinin aksine ücretsiz olduğunu belirterek, isteyen herkesin Özdere’deki Rainbow Camping’de yapılacak festivale katılabileceğini söyledi. Dünyanın içinden geçtiği sürecin insanlık için her geçen gün daha tehlikeli hale geldiğini ifade eden Sarıoğlu, “Yaşadığımız dünyayı, bize dayatılan sistemi sorguluyoruz. İnsanların diline, dinine, cinsiyetine, ırkına ve cinsel yönelimlerine göre ayrıldığı bir dünyayı kabul etmiyoruz” dedi. Festival, ağırlıklı olarak amatör müzik guruplarının yanı sıra söyleşi ve panel gibi birçok etkinliğe de evsahipliği yapacak.

15 Haziran 2009 Pazartesi

Çüşünüzzz






http://rapidshare.com/files/67171238...ultrailker.rar

10 Haziran 2009 Çarşamba

Hüseyin Üzmez tutukluyken mahkeme heyetine övgü düzmüş

ISTANBUL - Küçük yaştaki B.Ç.'ye 'cinsel tacizde bulunduğu' gerekçesiyle yargılanan Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez'in, Bursa E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu sırada kendi el yazısıyla kendisini yargılayan hakim ve savcılara övgü dolu mektup yazdığı ortaya çıktı.
Habertürk gazetesinin haberine göre, "Tutuklu ve hasta Hüseyin Üzmez" imzasını taşıyan yazılarda, kendisini yargılayan mahkeme heyetine "Lütfen beni, laiklik düşmanı bir ham yobaz, kaba softa zannetmeyin" diye seslenen Üzmez, 'yakışıklı' dediği savcının "Yargıtay'da layık oldukları yerleri almaları için dua edeceğini" söylüyor.
Şimdi tutuksuz yargılanan Üzmez'in cezaevinde yatarken gönderdiği yazıların ilki Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17.9.2008 günü görülen duruşma öncesi, iddianameye itiraz amacıyla gönderilmiş.
Üzmez, ikinci yazıyı da çıktığı ilk duruşmadan sonra kaleme almış. İşte Üzmez'in kaleminden ilginç bazı satırlar.

YAKIŞIKLI SAVCIMIZ:

Daha önce de yazmıştım. Bu güne kadar herhangi bir hukukçumuzun adına en ufak bir şaibe gölgesinin düştüğünü ne duydum, ne gördüm. Gönül isterdi ki, Türkiye'deki tüm kurumlar böyle olsun.
Bir vesile ile öğrendim ki yakışıklı başsavcılarımızdan biri devlet güvenlik mahkemesinde, yani mesleğinde en üst ve şerefli görevlerde bulunmuş.
Yüce mahkemenin sağ tarafında oturan nur yüzlü yakışıklı savcımız belki de odur. Ya da en üst seviyede demokratik laik, sosyal bir devlet olan çağdaş ve demokratik Türkiye cumhuriyetimize hizmet eden o şerefli savcılarımızdan biridir. Bu ülke ve millet onlar gibi Atatürkçü savcılarımızın tertemiz ve inançlı omuzlarında yükselecektir.

RABBİME YALVARDIM

Cezaevindeki tutuklu ve hükümlü arkadaşlarım dahil olmak üzere, koca Türkiye'de benim, torunum yaşındaki bir kıza cinsel tacizde bulunacak kadar alçalacağıma inanan tek kişi yok. Nice geceler gözyaşları içinde secdelere kapanarak canımı alması için rabbime çok yalvardım. Ülkemizde şöhretli bir insanın kendini gizleyip kamufle etmesine imkân yoktur. Öyle bir insanla evli olmak da ölürcesine kıskanç bir kadın için hiç de kolay değil.

ÇETE İŞİ

Bugün ülkemizde ayrık otu ve pıtraklar gibi kim bilir nice menfaat çetecikleri var. Bunlardan birinin Livaze Ç.'nin (B.Ç.'nin annesi) başına musallat olduğunu bir şekilde öğrendim. Livaze onlara, "Hüseyin Üzmez amcanın sırtına biz yeteri kadar yük olduk, bir de sizi mi onun başına musallat edeyim" demiş. Onlar sinirlenmişler. "Sen onu yolacaksın, aldığın paraları aramızda kırışacağız, yani paylaşacağız, yoksa seni fena yaparız" diye kendisini tehdit ediyorlar. Livaze onları tınamadığını söylüyor. Ancak devletin kolu uzundur. Livaze'yi polise ihbar eden kim ise o serseri çetecileri mutlaka bilir.

SOFTA DEĞİLİM

Size gelince sayın savcım. Peygamberimizin 'sevenin sevdiği üzerinde hakkı vardır' buyuruyorlar. Lütfen beni, saltanat ya da laiklik düşmanı bir ham yobaz, kaba softa zannetmeyin.

22 kasıma kadar suda kalacak





Venedik Bienali başlar başlamaz sanat dünyasının gündemine oturdu. Eskiden küçük olan ve gezmesi bir iki gün süren bienalin bu yıl tamamını gezmek bir sanatseverin haftalarını alabilir gibi gözüküyor. Adamakıllı gezmek için bir de haritaya ihtiyaç duyulan bienalde daha önce sanat alanında öne çıkmamış ülkelerin projeleri de bu yıl son derece ilgi çekici...
Öne çıkan işler arasında ünlü mimar Tadao Ando’nun yenilediği eski adıyla Punta della Dogana’da açılan milyoner François Pinault’nun seçkin koleksiyonu yer alıyor. Pinault’nun kişisel zevkini konuşturduğu koleksiyondaki tüm eserler, Rönesans sanatı ne kadar uzun zamandır etkisini sürdürüyor ve ilgi çekiyorsa, varlığını o kadar süre sürdürecek gibi görünüyor. Dinos ve Jack Chapman’ın küçük plastiklerden oluşan çok parçalı heykeli, yaratıcı ve kara mizahi yönü ile ziyaretçilerin ilgisini çekerken Paul McCarty, Felix Gonzales Torres, Mike Kelley, Cady Noland ve Rachel Whiteread gibi sanatçıların eserleri de büyük ilgi görüyor.
22 kasıma kadar devam edecek olan Venedik Bienali’nde Türkiye dahil 77 ülkeden 90 sanatçının çalışmaları yer alıyor. Büyük ilgi gören Türkiye Pavyonu’nun açılışına da güncel sanat eleştirmenleri, küratör, müze ve galeri yöneticileri ile basın mensupları olmak üzere yaklaşık 350 kişi katıldı. Türkiye Pavyonu, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Venedik Bienali’nin ana mekânı olan Arsenale’de yer alıyor. Ülkelerin kendi pavyon binalarını kendilerinin inşa ettiği Arsenale’de Türkiye’yle beraber beş ülkenin pavyonu bulunuyor.